Şahsa bağlı kadrolara atananlara yapılabilecek ödemeler hk.
Kamu İdaresi Türü Genel Bütçe Kapsamındaki İdareler
Yılı 2017
Dairesi 4
Dosya No 45510
Tutanak No 48181
Tutanak Tarihi 9.9.2020
Kararın Konusu Personel Mevzuatı ile İlgili Kararlar
Konu: Şahsa bağlı “İl Müdürü” kadrosunda bulunan kişilere, kadroları şahsa bağlı hale gelmeden önceki en son görev yerlerine göre ödenmesi gereken ücret ve tazminat tutarının ödenmemesi
178 sayılı EK ilam ile, ... Milli Eğitim İl Müdürlüğünde şahsa bağlı “İl Müdürü” kadrosunda bulunan kişilere, kadroları şahsa bağlı hale gelmeden önceki en son görev yerlerine göre ödenmesi gereken ücret ve tazminat tutarı yerine ... İl Milli Eğitim Müdürü için öngörülen ücret ve tazminat tutarının ödenmesi neticesinde ...TL’ye tazmin hükmü verilmiştir.
………
Başsavcılık mütalaasında;
"Bakanlık taşra teşkilatı il Milli Eğitim Müdürlüğü kadrolarında çalışırken 652 sayılı KHK geçici 3 üncü maddesi ile 6528 sayılı Kanunun geçici 10 uncu maddesi hükümleri gereği görevleri sona erdirilerek, şahsa bağlı kadrolu hale getirilerek ... İl Müdürü atandıklarını, ... Büyükşehir Milli Eğitim Müdürlüğüne şahsa bağlı il müdürü olarak atanan müdürlerin görevlerine başlamış ve ... İl Müdürlüğü kadrosundaki müdürler için öngörülen özlük haklarının ödenmesinin 652 sayılı KHK nin geçici 3 üncü maddesi ile 6528 sayılı Kanunun geçici 10 uncu maddesi hükümlerine uygun olduğunu, ayrıca 2012 yılından itibaren yapılan Sayıştay denetimlerinde bu olaydan dolayı Kamu Zararı tespiti yapılmadığını, ileri sürerek tazmin hükmünün kaldırılmasını" istemektedir.
652 sayılı KHK’nin geçici 3 üncü maddesi ile 6528 sayılı Kanunun geçici 10 uncu maddesi gereği görevde bulunan il müdürleri şahsa bağlı kadrolu hale getirilmiş olup bu kişilerin özlük hakları korunarak eski kadrolarına ilişkin en son ayda aldıkları toplam tutarın hak kaybı olmaksızın ödemeye devam edilmesini içermektedir. Anlaşılacağı üzere ... Milli Eğitim Müdürlüğünde şahsa bağlı il müdürü kadrosuna atanan kişilere kadroları şahsa bağlı hale gelmeden önce son görev yerinde ödenmesi gereken maaş tutarları yerine ... İl Milli Eğitim Müdürü için öngörülen ücret ve tazminat tutarlarının ödenmesi yasal değildir.
Bu durum karşısında temyiz talebinin ret edilerek Daire kararının yasal düzenlemeye uygunluğuna hükmedilmesini arz ederim.
Arz ederim.” Denilmiştir.
Duruşma talebinde bulunan … ile ...duruşma gününe ilişkin tebligat yapılmasına rağmen duruşmaya katılmamışlardır. Duruşma talebinde bulunan sorumlular …, …, … ile ahizler …, …, …, … ile Sayıştay Savcısının sözlü açıklamalarının dinlenmesinden ve dosyada mevcut belgelerin okunup incelenmesinden sonra,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
178 sayılı EK ilam ile, ... Milli Eğitim İl Müdürlüğünde şahsa bağlı “İl Müdürü” kadrosunda bulunan kişilere, kadroları şahsa bağlı hale gelmeden önceki en son görev yerlerine göre ödenmesi gereken ücret ve tazminat tutarı yerine ... İl Milli Eğitim Müdürü için öngörülen ücret ve tazminat tutarının ödenmesi neticesinde ...TL’ye tazmin hükmü verilmiştir.
Usul yönünden inceleme
Sorumlulardan …; 6085 sayılı Sayıştay Kanunu’nun 51. Maddesinde, ilamlarda yer alması gereken hususların maddeler halinde belirtildiğini, bu doğrultuda ilamlarda;
a. Daire ve karar numarası, ilgili kamu idaresinin adı ve denetim dönemi.
b. Raporu düzenleyen denetçinin, savcının ve ilamı yazan raportörün ad ve soyadları.
c. Sorumluların ve varsa vekil veya temsilcilerinin ad ve soyadları ile unvan ve adresleri.
ç. Denetçinin rapora konu ettiği hususların ve dayandığı hukuki sebeplerin özeti, savcının düşüncesi, istem sonucu ve sorumluların savunmasının özeti,
d. Duruşma yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise hazır bulunanların ad ve soyadları.
e. Kararın hukuki dayanakları ile gerekçesi, tazmin hükmolunan hallerde tazmin miktarı ve uygulanacak faizin başlangıç tarihi.
f. Tahsil edilmek suretiyle ilişiği giderilmiş hususlar ve ahizleri ile tahsilat miktarları.
g. Sorgu üzerine tahsil edilmiş olan miktarların yersiz tahsil edildiğine karar verilmesi durumunda tahsilata ilişkin belgelerin tarih ve numarası, sorumluların ve ahizlerin ad ve soyadları ile iade gerekçesi.
ğ. Hüküm dışı bırakılan hususlar.
h. Kararın tarihi ve oybirliği veya oy çokluğu ile verilmiş olduğu ve varsa muhalefet şerhi.
ı. Hesap yargılamasını yapan daire başkan ve üyelerinin ad ve soyadları ile imzaları yer alır.
İşbu kanun maddesi dikkate alındığında Sayıştay 4. Dairesi tarafından tanzim edilen ek ilamda (c), (ç), (e) ve (ı) maddelerindeki düzenlemelere yer verilmediğinin görüldüğünü, özellikle, teknik bir konuyu ele alması ve birden çok kanun, kanun hükmünde kararnameye ve yönetmeliğe yer vermesi bakımından işbu kararın da dayandığı hukuki sebeplerin özeti, gerekçesi ile savcının düşüncesine kararda yer verilmesinin hak kaybının önlenmesi açısından önem arz ettiğini, yine, ilam ile faiz ödettirilmesine hükmedildiğini, ancak faiz başlangıç tarihi belirtilmediğini, bu yönüyle, Sayıştay 4. Dairesi tarafından tanzim edilen 23.05.2019 tarihli ve 178 numaralı İlamda usul yönünden eksiklikler bulunduğundan, öncelikle usul yönünden işbu ilamın bozulmasına karar verilmesi gerektiğini iddia etmişse; de yapılan incelemede sözü edilen eksiklerin yer almadığı görülmüştür.
Bunun yanında, tazmin tutarına uygulanacak faizin başlangıç tarihine ilişkin olarak 6085 sayılı Sayıştay Kanunu’nun, “İlamların infazı” başlıklı 53. Maddesinde;
“… (2) İlamlarda gösterilen tazmin miktarı hüküm tarihinden itibaren kanuni faize tabi tutularak, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu hükümlerine göre tahsil olunur.” Denilmiştir. İlamda aksine hüküm belirtilmediğinden tazmin miktarı hüküm tarihinden itibaren kanuni faize tabi tutulacaktır.
Bu itibarla, usul yönünden yapılan itirazların reddine,
Sorumluluk yönünden inceleme
Harcama yetkilileri ve gerçekleştirme görevlileri, 5018 sayılı Kanunda kamu zararının belirlenmesine esas alınacak hallerin tek tek sayıldığını, ‘mevzuatta ödenmesi öngörülmekle birlikte, mevzuatın yorumunda hataya dürülmek suretiyle fazla ödemede bulunulması’ gibi bir durumun yer almadığını, bu nedenle, somut olay bakımından Sayıştay Başkanlığınca mevzuatı hatalı yorumladığı yönünde kanaat oluşsa dahi, madde 71/2‘de tek tek sayılı haller arasında yorumda hataya düşmekle ilgili bir husus bulunmadığını, kaldı ki, kamu zararının tanımı ile kasıt, kusur veya ihmal aranmakta olup, mevzuatın yorumunda hataya düşüldüğü kabul edilse dahi kasıt, kusur veya ihmal maddi şartının gerçekleşmiş olmayacağını, netice itibariyle, kanun maddesinde sayılı maddi unsurun bile oluşmadığı somut dava yönünden hükmedilen kararın bozmayı gerektirdiğini,
Milli Eğitim Bakanlığı tarafından kadrolar oluşturulurken veya atama kararnameleri düzenlenirken bunların ne şekilde uygulanacağı belirtilmediğinden ve mevzuatta da buna ilişkin düzenleme yapılmadığından mevcut mevzuat hükümlerine göre yapılan işlemde hata bulunmadığını,
Denetçiler ve kararı veren 4. Daire tarafından oluşan fiili durum kamu zararı olarak görülse de, şahsa bağlı ... İl Milli Eğitim Müdürlüğüne atanan kişilere yapılan ödemelerin fazla ödeme olduğunu, aslında ilgililerden tahsil edilmesi gerekmesine rağmen sorumluların cezalandırıldığını, bu durum da idare tarafından sorumlulardan tahsili olarak düşünüldüğünden Sayıştay kararında belirtilen miktarların, ilgililerden değil de sorumlulardan tahsil edilmesine yönelik iş ve işlemlerin yapıldığını, açıklanan temyiz gerekçelerinin kabul edilmemesi halinde kamu zararlarının tahsiline ilişkin yönetmelik kapsamında tazmin kararının bozularak oluşan kamu zararının ilgililerden tazminine karar verilmesi gerektiğini iddia etmişlerdir.
Harcama yetkililerinin ve gerçekleştirme görevlilerinin harcama sürecindeki görev ve sorumlulukları 5018 sayılı Kanunu’nun 32 ve 33’üncü maddelerinde düzenlenmiştir. 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunun “Harcama Talimatı ve Sorumluluk” başlıklı 32 nci maddesinde;
“Bütçelerden harcama yapılabilmesi, harcama yetkilisinin harcama talimatı vermesiyle mümkündür. Harcama talimatlarında hizmet gerekçesi, yapılacak işin konusu ve tutarı, süresi, kullanılabilir ödeneği, gerçekleştirme usulü ile gerçekleştirmeyle görevli olanlara ilişkin bilgiler yer alır. Harcama yetkilileri, harcama talimatlarının bütçe ilke ve esaslarına, kanun, tüzük ve yönetmelikler ile diğer mevzuata uygun olmasından, Ödeneklerin etkili, ekonomik ve verimli kullanılmasından ve bu Kanun çerçevesinde yapmaları gereken diğer işlemlerden sorumludur.”,
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimim ve Kontrol Kanunu’nun “Giderin gerçekleştirilmesi” başlıklı 33. Maddesinde;
“ Bütçelerden bir giderin yapılabilmesi için iş, mal veya hizmetin belirlenmiş usul ve esaslara uygun olarak alındığının veya gerçekleştirildiğinin, görevlendirilmiş kişi veya komisyonlarca onaylanması ve gerçekleştirme belgelerinin düzenlenmiş olması gerekir. (Değişik son cümle: 22/12/2005-5436/10 md.) Giderlerin gerçekleştirilmesi; harcama yetkililerince belirlenen görevli tarafından düzenlenen ödeme emri belgesinin harcama yetkilisince imzalanması ve tutarın hak sahibine ödenmesiyle tamamlanır.
Gerçekleştirme görevlileri, harcama talimatı üzerine; işin yaptırılması, mal veya hizmetin alınması, teslim almaya ilişkin işlemlerin yapılması, belgelendirilmesi ve ödeme için gerekli belgelerin hazırlanması görevlerini yürütürler.
…
Gerçekleştirme görevlileri, bu Kanun çerçevesinde yapmaları gereken iş ve işlemlerden sorumludurlar.” Denilmektedir.
Yine, aynı Kanunun 55 ve devamı maddelerinde kamu idarelerinin iç kontrol sistemlerini oluşturmaları öngörülmüş ve bu çerçevede harcama birimlerinin yapılan mali işlemler üzerinde gerçekleştirecekleri kontroller açıklanmış olup, harcama birimlerinin asgari yapmaları gereken kontroller, malî hizmetler birimi tarafından ön malî kontrole tâbi tutulacak malî karar ve işlemlerin usûl ve esasları ile ön malî kontrole ilişkin standart ve yöntemler Maliye Bakanlığınca belirleneceği hükme bağlanmıştır.
Maliye Bakanlığı tarafından hazırlanan İç Kontrol ve Ön Mali Kontrole İlişkin Usul ve Esaslar'ın 10 uncu maddesinde, ön mali kontrol işleminin harcama birimleri tarafından da yerine getirileceği belirtilerek, gelir, gider, varlık ve yükümlülüklere ilişkin mali karar ve işlemlerin harcama birimi tarafından mali mevzuat hükümlerine uygunluk yönüyle kontrol edileceği,
Usul ve Esasların 12 nci maddesinde de, süreç kontrolünün nasıl yapılacağı belirtilerek, mali işlemlerin yürütülmesinde görev alanların yapacakları işlemden önceki işleri de kontrol edecekleri, ödeme emrini düzenlemekle görevlendirilen gerçekleştirme görevlilerinin de ödeme emri belgesi ve eki belgeler üzerinde ön mali kontrol işlemini yapacakları belirtilmektedir.
Yukarıda açıklanan mevzuat hükümlerinden, her bir harcamanın harcama yetkilisi ve gerçekleştirme görevlisi tarafından süreç kontrolü çerçevesinde yapılan işlemlerin ilgili mevzuat hükümlerine uygun olup olmadıkları ön mali kontrole tabi tutularak kontrol edilmesi gerektiği anlaşılmaktadır.
14.06.2007 tarih ve 5189/1 sayılı “5018 sayılı Kanun Çerçevesinde Sorumlu Tutulacak Görevli ve Yetkililerin Belirlenmesi Hakkında Sayıştay Genel Kurul Kararı”nın “Sorumlular” başlıklı 3. bölümünde;
“3- Harcama Yetkilileri
a) Harcama Yetkililerinin Genel Sorumluluğu
… …
Bu nedenle, harcama yetkililerinin, harcama talimatlarının ve buna konu olan harcamaların bütçe ilke ve esaslarına, kanun, tüzük ve yönetmelikler ile diğer mevzuata uygunluğundan sorumlu olduklarına,
4- Gerçekleştirme Görevlileri
a) Ödeme Emri Belgesini Düzenlemekle Görevlendirilen Gerçekleştirme Görevlisinin Sorumluluğu
… …
Yapılan bu açıklamalara göre, aslî bir gerçekleştirme belgesi olan ödeme emri belgesini düzenleyen sıfatıyla imzalayan gerçekleştirme görevlisinin, düzenlediği belge ile birlikte harcama sürecindeki diğer belgelerin doğruluğundan ve mevzuata uygunluğundan harcama yetkilisi ile birlikte sorumlu tutulması gerektiğine” denilmektedir.
Anılan hususlar birlikte değerlendirildiğinde; harcama yetkililerinin, gerçekleştirme görevlileri ile birlikte harcama talimatlarının ve buna konu olan harcamaların bütçe ilke ve esaslarına, kanun, tüzük ve yönetmelikler ile diğer mevzuata uygunluğundan sorumlu oldukları anlaşılmaktadır.
Bunun yanında; sorumluların oluşan kamu zararının sorumlular yerine ahizlerden tahsil edilmesi gerektiğine ilişkin itirazları değerlendirildiğinde; Sayıştay ilâmlarının muhatabı, ilâmda kendilerine tazmin borcu yükletilen ve mali mevzuat gereğince, işlemlerinden dolayı sorumlu tutulan harcama yetkilisi, gerçekleştirme görevlisi, muhasebe yetkilisi gibi görevliler olup, ilâmlarda gösterilen tazmin tutarlarının bu “sorumlu” kişilerden tahsili gerekmektedir. İlâmlarda gösterilen tutarların bu kişilerce Hazineye ödenmesinden sonra, bunların ödemenin yapıldığı üçüncü kişilere rücu etmesi, sorumlularla ahizler arasında ayrı bir hukuki ilişkinin konusunu teşkil etmektedir. Bu itibarla; sorumluluk yönünden yapılan itirazların reddine,
Esas yönünden inceleme
12 Mayıs 1992 tarih ve 21226 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 3797 sayılı Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun “Taşra Teşkilatı” başlıklı 53’üncü maddesinde yer alan; "Her ilde ve ilçede bir millî eğitim müdürlüğü bulunur, ilçe millî eğitim müdürlükleri görev ve hizmetleri yürütürken, il millî eğilim müdürlüklerine karşı da sorumludur." denilmekle taşra teşkilatının ‘İl Milli Eğitim Müdürlüğü' ve 'İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü' şeklinde oluşturulduğu görülmektedir.
14.09.2011 tarihli ve 28054 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 652 sayılı Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Milli Eğitim Bakanlığı yeniden teşkilatlandırılmış, 652 sayılı KHK'nin 30’uncu maddesine göre, her ilde “İl Milli Eğitim Müdürlüğü” adı altında taşra teşkilatı oluşturulmuştur.
Söz konusu KHK’nın “Personele dair geçiş hükümleri” başlıklı Geçici 3’üncü maddesinin birinci fıkrası ile; bu Kanun Hükmünde Kararnamenin yürürlüğe girdiği tarihte Bakanlık taşra teşkilatında İl Müdürü kadrolarında bulunanların görevlerinin hiçbir işleme gerek kalmaksızın sona ereceği, ‘İl Müdürü’ kadrosunda bulunanların ekli (3) sayılı listede şahıslarına bağlı olarak ihdas edilen ‘İl Müdürü’ kadrolarına (74 adet), hâlen bulundukları kadro dereceleriyle hiçbir işleme gerek kalmaksızın atanmış sayılacakları ve bu fıkra ile ihdas edilen şahsa bağlı kadroların herhangi bir sebeple boşalması hâlinde bu kadroların hiçbir işleme gerek kalmaksızın iptal edilmiş sayılacağı; dördüncü fıkrası ile de; birinci fıkraya göre Bakanlık Müşaviri kadroları ile şahıslarına bağlı olarak ihdas edilen kadrolara atanmış sayılanların, Bakan tarafından belirlenen birimlerde, Bakan tarafından belirlenen görevleri yürüteceği hüküm altına alınmıştır.
Aynı maddenin üçüncü fıkrasında ise; birinci fıkraya göre Bakanlık Müşaviri kadrolarına atanmış sayılanların bu kadrolara atanmış sayıldıkları tarih itibarıyla eski kadrolarına ilişkin olarak en son ayda aldıkları aylık, ek gösterge, her türlü zam ve tazminatlar, makam, görev ve temsil tazminatları, ek ücret, ek ödeme ve benzeri adlarla yapılan her türlü ödemelerin (ilgili mevzuatı uyarınca fiilî çalışmaya bağlı fazla mesai ücreti ile fiilen yapılan ders karşılığı ödenen ek ders ücreti hariç) toplam net tutarının (bu tutar sabit bir değer olarak esas alınır), atanmış sayıldıkları yeni kadrolara ilişkin olarak aylık, ek gösterge, her türlü zam ve tazminatlar, makam, görev ve temsil tazminatları, ek ücret, ek ödeme ve benzeri adlarla yapılan her türlü ödemelerin (ilgili mevzuatı uyarınca fiilî çalışmaya bağlı fazla mesai ücreti ile fiilen yapılan ders karşılığı ödenen ek ders ücreti hariç) toplam net tutarından fazla olması hâlinde aradaki farkın, herhangi bir vergi ve kesintiye tabi tutulmaksızın fark kapanıncaya kadar ayrıca fark tazminatı olarak ödeneceği; atanmış sayıldıkları kadro unvanlarında isteklerine bağlı olarak herhangi bir değişiklik olanlarla, kendi istekleriyle başka kurumlara atananlara ise fark tazminatı ödenmesine son verileceği belirtilmiştir.
Diğer taraftan, il müdürlerine yapılacak maaş ödemeleri 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile düzenlenmiştir. 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile 375 sayılı KHK’ya Ek 10’uncu madde eklenerek, diğer bazı Bakanlıklar ile birlikte, Milli Eğitim Bakanlığının bakanlık il müdürü kadrolarında bulunanlara ilişkin aylık ödemelerinde 15.01.2012 tarihinden itibaren “ücret - tazminat sistemine” geçilmiştir. Buna göre, Kararnameye ekli 2 sayılı cetvelde üçlü bir ayrım yapılarak; .../İstanbul/İzmir, diğer büyükşehir olan iller ve diğer iller için üç ayrı ücret ve tazminat göstergesi belirlenmiştir. Böylece il müdürlerinin maaşları nüfus ve iş yoğunluğuna göre farklılaştırılmıştır.
Daha sonra, 14.03.2014 tarihli ve 28941 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Millî Eğitim Temel Kanunu İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 25 inci maddesi ile 652 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye eklenen “Bütçe ve personele ilişkin geçiş hükümleri” başlıklı Geçici 10’uncu maddenin üçüncü fıkrasında da Geçici 3’üncü maddenin birinci fıkrasına benzer düzenlemelere yer verilmiştir.
652 sayılı KHK'nin Geçici 10’uncu maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca; Bakanlık taşra teşkilatında İl Müdürü, İl Millî Eğitim Müdür Yardımcısı ve İlçe Millî Eğitim Müdürü kadrolarında bulunanların görevlerinin bu maddenin yayımı tarihinde hiçbir işleme gerek kalmaksızın sona ereceği, ‘İl Müdürü’ kadrolarında bulunanların ekli (3) sayılı liste ile ihdas edilen ‘İl Müdürü’ kadrolarına (37 adet), hâlen bulundukları kadro dereceleriyle hiçbir işleme gerek kalmaksızın atanmış sayılacakları ve ekli (3) sayılı liste ile ihdas edilen kadroların herhangi bir sebeple boşalması hâlinde bu kadroların hiçbir işleme gerek kalmaksızın iptal edilmiş sayılacağı hüküm altına alınmıştır.
Aynı maddenin dördüncü fıkrasında ise; bu madde uyarınca ekli (3) sayılı listede anılan kadrolara atanmış sayılan personelin yeni kadrolarına atanmış sayıldıkları tarih itibarıyla eski kadrolarına ilişkin olarak en son ayda aldıkları aylık, ek gösterge, her türlü zam ve tazminatları, ek ödeme ve benzeri adlarla yapılan her türlü ödemelerin (ilgili mevzuatı uyarınca fiili çalışmaya bağlı fazla mesai ücreti hariç) toplam net tutarının (bu tutar sabit bir değer olarak esas alınır); yeni atandıkları kadrolara ilişkin olarak yapılan aylık, ek gösterge, her türlü zam ve tazminatları, ek ödeme ve benzeri adlarla yapılan her türlü ödemelerin (ilgili mevzuatı uyarınca fiili çalışmaya bağlı fazla mesai ücreti hariç) toplam net tutarından fazla olması hâlinde aradaki farkın, herhangi bir vergi ve kesintiye tabi tutulmaksızın fark kapanıncaya kadar ayrıca tazminat olarak ödeneceği; atanmış sayıldıkları kadro unvanlarında isteğe bağlı olarak herhangi bir değişiklik olanlarla, kendi istekleriyle başka kurumlara atananlara ise fark tazminatı ödenmesine son verileceği belirtilmiştir.
Ancak Anayasa Mahkemesi’nin 13/7/2015 tarihli ve E.: 2014/88, K.: 2015/68 sayılı Kararı ile 652 sayılı KHK’nin Geçici 10’uncu maddesinin üçüncü fıkrasının; birinci cümlesinde yer alan; "...Talim ve Terbiye Kurulu Üyesi, Müsteşar Yardımcısı, Genel Müdür, İnşaat ve Emlak Grup Başkanı ve..." ibaresi ile "...bulunanlar ile Bakanlık taşra teşkilatında İl Müdürü, İl Millî Eğitim Müdür Yardımcısı ve İlçe Millî Eğitim Müdürü kadrolarında..." ibaresi ile ikinci cümlesinde yer alan; "Bunlardan Talim ve Terbiye Kurulu Üyesi, Müsteşar Yardımcısı ve Genel Müdür kadrolarında bulunanlar ekli (3) sayılı liste ile ihdas edilen Bakanlık Müşaviri kadrolarına,...", "...ve İl Müdürü..." , "...ve İl Müdürü...." ile "..., diğerleri ile geçici 3 üncü maddeye istinaden şahsa bağlı Şube Müdürü kadrolarında bulunanlar ise ekli (3) sayılı liste ile ihdas edilen Eğitim Uzmanı kadrolarına,..." ibareleri; her ne kadar madde gerekçesinde; "...Bakanlıkta hâlihazırda yürütülmekte olan yeniden yapılanma çalışmalarına paralel olarak, belirli kademelerdeki yönetici kadrolarında bulunanların ihdas edilen kadrolara atanmaları ve malî haklarının korunması öngörülmektedir" denilmekte ise de; 6528 sayılı Kanun'la 652 sayılı KHK'de yapılan değişiklikler bir bütün olarak incelendiğinde, Bakanlık teşkilatında yapılan ve yukarıda açıklanan değişikliklerin, Talim ve Terbiye Kurulu üyesi, müsteşar yardımcısı, genel müdür, İnşaat ve Emlak Grup Başkanı, il müdürü, il millî eğitim müdür yardımcısı ve ilçe millî eğitim müdürü kadrosunda bulunanların görevlerinin sona ermesini, şahsa bağlı şube müdürü kadrosunda bulunanların ise bir başka kadroya atanmalarını gerektiren hukukî ve fiilî zorunluluk olarak değerlendirilemeyeceği, bu nedenle dava konusu kuralın, söz konusu kişiler yönünden hukukî güvenlik ilkesinin ihlaline yol açtığı gerekçesiyle, Anayasa'nın 2’nci maddesine aykırı bulunarak iptal edilmiştir.
Bunun üzerine, 09.07.2018 tarih ve 30473 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 703 sayılı Anayasada Yapılan Değişikliklere Uyum Sağlanması Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 22 inci maddesinin (g) bendi ile yukarıda anılan 652 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin geçici 3’üncü ve geçici 10’uncu maddeleri yürürlükten kaldırılmış; aynı KHK’nın 179’uncu maddesi ile 375 sayılı KHK’ya eklenen Geçici 33’üncü madde ile de geçiş hükümleri düzenlenmiştir.
Yukarıda anılan mevzuat hükümleri gereğince, Bakanlık taşra teşkilatında görevli il müdürleri başka bir işleme gerek kalmaksızın şahsa bağlı kadrolu hale getirilmiştir. Kanun koyucu, bu kişilerin özlük haklarının korunarak eski kadrolarına ilişkin olarak en son ayda aldıkları her türlü ödemelerin toplam tutarının ödenmeye devam edilmesini, bir başka deyişle il müdürlerinin hak kaybına uğramamalarını ve başka bir göreve atanıncaya kadar özlük haklarının korunmasını amaçlamıştır. Buna göre, kadroları şahsa bağlı hale getirilen kişiler kendi istekleri ile başka bir göreve atandıkları takdirde veya kadro unvanlarında isteğe bağlı olarak herhangi bir değişiklik olması durumunda şahsa bağlı kadroları ile ilişikleri kesilecektir.
Rapor dosyası ve eki belgelerin incelenmesi neticesinde; 652 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin geçici 3 ve geçici 10’uncu maddelerinde yer alan hükümler uyarınca, görevleri sona eren ve şahsa bağlı il müdürü kadrosuna atanan il milli eğitim müdürlerine ... İl Milli Eğitim Müdürü için öngörülen ücret ve tazminat tutarının ödendiği görülmüştür. Kanun koyucu il müdürü görevine son verip özlük haklarını korumayı amaçladığı kişilere en son görev yaptıkları ilde aldıkları ücret ve tazminat tutarlarında ödeme yapılmasını amaçlamasına rağmen ... İl Milli Eğitim Müdürü için öngörülen ücret ve tazminat tutarının ödenmesi ile söz konusu kişilere en son görev yaptıkları ilde aldıkları ücret ve tazminat tutarlarında daha yüksek tutarda ödeme yapılmıştır.
Burada, açıklığa kavuşturulması gereken husus, 652 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile 6528 sayılı Kanun gereğince ... İl Milli Eğitim Müdürlüğüne “şahsa bağlı” olarak atanan il müdürlerine, aylıklarının 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ekli 2 sayılı cetvelinde .../İstanbul/İzmir illeri için belirlenen ücret ve tazminat göstergeleri üzerinden ödenip ödenmeyeceğidir.
Yukarıdaki mevzuat hükümleri birlikte değerlendirildiğinde; 'ihdas edilen' ve 'şahsa bağlı' hale gelen kadrolar 'il müdürü' kadrolarıdır. Dolayısıyla ilgililer, il müdürlüğü kadrolarında görev yapmakta iken 652 sayılı KHK ile 6528 sayılı Kanun gereğince (şahsa bağlı) il müdürü kadrolarına atanmışlardır. Şahsa bağlı kadroları ile müdürlük kadrosuna atanan il milli eğitim müdürleri her iki Kanunun uygulanmasında da ... İl Milli Eğitim Müdürlüğünde görevlendirilmiş olup, bunlardan bir kısmı aynı gün Bakanlık tarafından Bakanlık Müşavirliğinde, bir kısmı da çeşitli illerde il milli eğitim müdürü olarak görevlendirilmişlerdir. Şahsa bağlı il müdürü kadrosuna atanarak ...’da görevlendirilenler fiilen il müdürlüğü yapmadıkları gibi, bu ilde görevlendirilmiş olmaları dolayısıyla ... İl Müdürü ile eş bir görev ve sorumluluk üstlenmeleri de söz konusu değildir. Benzer şekilde, ... İl Milli Eğitim Müdürlüğünde görevlerine başlayıp da çeşitli illerde il milli eğitim müdürü olarak görevlendirilen şahsa bağlı il müdürlerinin de, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ekli 2 sayılı cetvelin uygulanması bakımından, ... ilinde görev yaptıklarını ileri sürmek mümkün değildir. Dolayısıyla kadrosu şahsa bağlı hale getirilen il müdürlerine en son görev yaptıkları ilin bulunduğu gruba göre ücret ve tazminat göstergeleri üzerinden maaş ödenmesi gerekmektedir.
Diğer taraftan, kamu kurum ve kuruluşlarının teşkilat yapılarına ilişkin çeşitli düzenlemeler çerçevesinde, bir kısım kamu personeli yönünden görev yapılan kadrolar şahsa bağlı hale getirilebilmektedir. Şahsa bağlı kadro uygulaması, tamamen o şahısla özdeşleşmiştir. İlgilinin bir şekilde bu kadrodan ayrılması halinde, başka bir işleme gerek olmaksızın bu kadrolar kendiliğinden iptal olmuş sayılmaktadır.
Nitekim İl Milli Eğitim Müdürü olarak görev yapmakta iken, 652 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile 6528 sayılı Kanun gereğince ... İl Milli Eğitim Müdürlüğü kadrosuna "şahsa bağlı" olarak atanan kişilerin, (şahsa bağlı) kadroda Bakanlığın çeşitli birimlerinde görevlendirme suretiyle görev yaptığı açıktır. Hal böyleyken, 'İl müdürü' kadrosundan (şahsa bağlı) il müdürü kadrosuna atananlara en son görev yaptıkları il müdürlüğüne ilişkin özlük haklarının ödenmesi gerekirken; bunlara ..., İstanbul ve İzmir İl Milli Eğitim Müdürüne ilişkin özlük haklarının ödenebilmesi için özel düzenleme yapılması gerekmektedir, Ancak yukarıda da belirtildiği gibi şahsa bağlı il müdürü olanların ... İl Milli Eğitim Müdürü olarak ya da ...’da İl Milli Eğitim Müdürü olarak görevlendirildiğine ilişkin somut yazılı bir atama kararı bulunmamaktadır.
Bu itibarla, şahsa bağlı kadronun kendine özgü niteliği, şahsa bağlı il müdürlüğü unvanının Milli Eğitim Bakanlığı'nın yeniden yapılanma sürecinde mevcut il müdürlerinin özlük haklarının korunmasına yönelik olarak getirilen, kişiye bağlı ve geçici bir düzenleme olduğu, yapılan düzenlemenin amacının kapsama girenlerin geçmişten gelen ve mevcut kazanılmış haklarıyla hukuki statülerinin korunması olduğu, ... Milli Eğitim İl Müdürlüğünde şahsa bağlı “İl Müdürü” kadrosunda bulunan kişilerin bu kapsamda korunması gereken haklarının, kadroları şahsa bağlı hale gelmeden önceki en son görevinden kaynaklanan haklar olduğu, bahsi geçen kişilerin Milli Eğitim Bakanlığınca şahsa bağlı olarak ... İl Milli Eğitim Müdürlüğü'ne atanmış olmasının ve bu statüyle görev yaptıkları dönemde maaş ve özlük haklarının ... İl Müdürü gibi ödenmiş olmasının fiilen o görevi yapmış gibi değerlendirilmesi sonucunu doğurmayacağı hususları birlikte değerlendirildiğinde, kadroları şahsa bağlı hale getirilen kişilerin aylık hesaplamalarının ... İl Müdürü gibi değerlendirilmesi mümkün değildir.
Sorumlular temyiz dilekçelerinde, kadroları şahsa bağlı hale getirilen il müdürlerine ilişkin MEB İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen atama kararlarında bahsi geçen il müdürlerin görev yerlerinin ... (Büyükşehir) İl Milli Eğitim Müdürlüğü, unvanlarının ise il müdürü (şahsa bağlı) olarak yazılması nedeniyle bu kişilere ... – İstanbul, İzmir il müdürleri için öngörülen ücret-tazminat tutarlarının ödendiğini, bu nedenle, kamu zararından sorumlu tutulmamaları gerektiğini ileri sürmüş iseler de; kadroları şahsa bağlı hale getirilen il müdürleri sorguda belirtildiği gibi 652 sayılı KHK ve 6528 sayılı Kanunun yayımlanması ile birlikte hiçbir işleme gerek kalmaksızın şahsa bağlı il müdürü olarak atanmış sayılmışlardır. Dolayısıyla MEB İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğü tarafından yapılan atama işlemi bu kişilere ödenecek ücret ve tazminat tutarlarında bir değişiklik oluşturacak nitelikte bir işlem değildir.
Bunun yanında sorumlular, her ne kadar ... İdare Mahkemesi ve Danıştay İçtihadı Birleştirme Kurulu kararlarına, dilekçelerinde atıfta bulunmuş olsalar da 6085 sayılı Sayıştay Kanunu’nun 78 inci maddesinde yer alan; “Adli, İdari ve askeri mahkemelerce verilen hükümler, Sayıştay’ın denetim yapmasına ve hükme bağlamasına engel değildir.” hükmü gereğince bu durumun Sayıştay yargılaması açısından bağlayıcılığı bulunmamaktadır.
Bu itibarla, 178 sayılı EK ilam ile verilen tazmin hükmünün TASDİKİNE,( Üyeler …, …, …,…, … ile …’ın karşı oy gerekçesi aşağıda yazılı karşı oy gerekçelerine karşı) oyçokluğu ile,
Karar verildiği 09.09.2020 tarih ve 48181 sayılı tutanakta yazılı olmakla işbu ilam tanzim kılındı.
Karşı oy gerekçesi
Üyeler …, …, …, … ile …’ın karşı oy gerekçesi
İlamda, 2017 yılında ... Milli Eğitim İl Müdürlüğü görevini fiilen yürüten ...’ya yapılan ödemeler kamu zararı tablosundan çıkarılmıştır. Ancak söz konusu kişi de şahsa bağlı il müdürü olup, il milli eğitim müdürlerinin atama usulü olan müşterek kararname ile atanmamış, ... İl Milli Eğitim Müdürlüğü kadrosuna vekaleten görevlendirilmiştir. Dolayısıyla söz konusu kişiye de en son görev yaptığı ilde aldığı ücret ve tazminat tutarı üzerinden maaş ödemesi yapılması gerekmektedir. ... İl Milli Eğitim Müdürlüğü kadrosuna vekalet etmesi hasebiyle, şartları sağlaması durumunda kendisine ayrıca vekalet ücreti ödemesi yapılabilecektir; ancak söz konusu kişiye ... İl Milli Eğitim Müdürü için öngörülen ücret ve tazminat tutarı üzerinden ödeme yapılması mümkün değildir. Bu itibarla, …’ya ... İl Milli Eğitim Müdürü için öngörülen ücret ve tazminat tutarları üzerinden yapılan ödemelerin de kamu zararı tablosuna eklenmesini teminen verilen tazmin hükmünün bozularak, dairesine tevdiine karar verilmesi gerekir.
Üye …’un karşı oy gerekçesi
666 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile 375 sayılı KHK’ya Ek 10’uncu madde eklenerek, diğer bazı Bakanlıklar ile birlikte, Milli Eğitim Bakanlığının bakanlık il müdürü kadrolarında bulunanlara ilişkin aylık ödemelerinde 15.01.2012 tarihinden itibaren “ücret - tazminat sistemine” geçilmiştir. Buna göre, Kararnameye ekli 2 sayılı cetvelde üçlü bir ayrım yapılarak; Ankara/İstanbul/İzmir, diğer büyükşehir olan iller ve diğer iller için üç ayrı ücret ve tazminat göstergesi belirlenmiştir.
İlamda, ... Milli Eğitim İl Müdürlüğü görevini yürüten ...’ya yapılan ödemeler kamu zararı tablosundan söz konusu görevi fiilen yürüttüğü için çıkarılmıştır. Dolayısıyla söz konusu kişiye, vekaleten görevlendirilmesine rağmen ... İl Milli Eğitim Müdürü için öngörülen ücret ve tazminat tutarının ödenmesinde beis görülmemiştir. Aynı şekilde, ..., İstanbul, İzmir dışında yer alan büyükşehirlerde görevlendirilen şahsa bağlı il müdürlerine de, 2 sayılı cetvelde yer alan diğer büyükşehir olan iller için öngörülen ücret ve tazminat tutarı üzerinden ödeme yapılması gerekmesine rağmen ilamda bu durum dikkate alınmamıştır. Dolayısıyla diğer büyükşehirlerde görevlendirilen şahsa bağlı il müdürlerinin belirlenerek, kamu zararı hesabının yeniden yapılması gerekmektedir. Bu itibarla, verilen tazmin hükmünün, kamu zararı tutarından yukarıda belirtilen tutarlar düşüldükten sonra, düzeltilerek tasdikine karar verilmesi gerekir.