Tıbbı atık sterilizasyon tesisi işletmesinden belediye ödenmesi gereken payın hesabı hk.
Kamu İdaresi Türü Belediyeler ve Bağlı İdareler
Yılı 2017
Dairesi 5
Dosya No 45521
Tutanak No 49274
Tutanak Tarihi 24.3.2021
Kararın Konusu Çeşitli Konuları İlgilendiren Kararlar
2-140 sayılı ilamın 4/B maddesi ile; Sözleşme gereği ilgili firmadan ... ve ... illerindeki sağlık kuruluşlarından tahsil ettiği tıbbi atık bedellerinden %10 pay alınması gerekirken bu paylar alınmaması sonucu oluşan ... TL kamu zararının sorumlulardan tazminine hükmedilmiştir.
Temyiz Dilekçesi
Sorumluluğuna hükmedilen ..., ..., ..., ... tarafından sunulan temyiz dilekçelerinde özetle;
Dilekçiler; ... Sözleşmenin 27.08.2007 tarihinde imzalanmış olduğunu, Çevre Koruma ve Kontrol Daire Başkanı olarak yaklaşık bir buçuk yıl ( 08.2015-01.2017 ) görev yaptığını,
... Çevre Koruma ve Kontrol Daire Başkanı olarak atamasının sözleşme süresinin bitimine az kala yani 27.03.2017 tarihinde yapıldığını,
... ise Çevre Koruma ve Kontrol Şube Müdürü olarak atamasının 14.08.2015 tarihinde yapıldığını, 20 ay bu görevi yürüttüğü, bu süre içerisinde personeli, birimin işleyişini ve görev alanını tanımaya çalıştığını bu sebeple yıllardır süre gelen iş kapsamında ve ilam hükmüne konu hususlar hakkında gerekli takip ve inceleme yapılmasının mümkün olmadığı,
25.01.2017 tarih ve 29959 sayılı tıbbi atıkların kontrolü yönetmeliğinin 8. maddesi 4. fıkrasında "Tıbbi Atık İşletme tesislerinin bulunmadığı illerde Belediyeler kendilerine uygun tıbbi atık işleme tesisi belirlemek zorundadır." denmekte olduğu,
Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün onayıyla atık bertarafı yapılan ... haricindeki illere ait Çevre Kurulunun kararının olmayışı ve Yüklenici veya ilgili illerin Belediye Başkanlıklarınca, Belediye Başkanlığımıza bilgi verilmemesi nedeniyle, diğer illere ait % 10'luk pay ile ilgili herhangi bir çalışmanın yapılmadığı, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün ve Bakanlığın çevre illerden tıbbi atık getirilmesine dair onay, çevre kurulu raporu gibi bilgilerde mevcut olmadığı, Göreve geldiğinde ... ve ...'tan atık getirildiğine dair herhangi bir belge bulunmadığı ve bu durumdan haberdar olmadığı, bu konuda hiçbir bilgi ve belgenin verilmediği, bu işlem yıllardan beri devam ettiği halde yüklenici firma ve ilgili kurumlar bu konuda hiçbir belge sunmadığı,
Diğer illerden getirilen tıbbi atıklarla ilgili belgelerin ... Çevre ve şehircilik il müdürlüğüne verildiği, ... Temizlik Peyzaj İnş. Gıd. San. Ltd. Şti. tarafından ... ve ... illerinden toplanarak ... İlinde bertaraf edilen tıbbi atıkların bilgi belgesi yanında miktar bilgilerini de ... Büyük Şehir Belediyesine vermediği,
Yine Sayıştay Kanunu'nun 71. Maddesinde " kamu görevlilerinin kasıt, kusur ve ihmallerinden kaynaklanan mevzuata aykırı karar, işlem ve eylemleri sonucunda kamu kaynağında artışa veya eksilmeye neden olmasıdır" denildiği, buna göre kasıt, kusur ve ihmal söz konusu olmadığı, ayrıca mevzuata aykırı karar alınmadığı, mevzuata aykırı her hangi bir işlem tesis edilmediği,
Eleman çalıştırılmamasına ilişkin sözleşmede belirtilen cezai müeyyidelere ait evraklar olmadığından SGK İL Müdürlüğü veya Kontroller tarafından tutulmuş herhangi bir tutanak olmadığından bu konu ile ilgili bir işlemin uygulanma şansının olmadığı,
Tüm bunlara ilaveten tıbbi atık sterilizasyon tesisinin öncelikli amacı Halk ve toplum sağlığı adına atıkların bertaraf edilmesi olduğu, atıkların bertaraf edilmesine yönelik hiçbir sıkıntının yaşanmadığı, sağlık kuruluşlarının tamamına geçici atık depoları yaptırılarak özel araçlar marifetiyle tesise getirilip bertarafının sağlandığı, sürekli olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, ... il Müdürlüğü'nce gözetimde tutulan ve numuneler alınan tesiste herhangi bir aksaklık oluşmadığı, Hastane içinde enfeksiyona bağlı yetişkin ve çocuk ölümlerinde tesisin hizmet vermesiyle düşüşler yaşandığı, servis, poliklinik vb. hizmet alanlarının tümünde evsel ve tıbbi atıkların ayrı ayrı toplanması sağlanarak ... iline aksatmadan hizmet verildiği, Türkiye'nin 17. Tesisi hiçbir sorun yaşamadan ve amacı doğrultusunda hizmet verdiği,
Haberdar olmadığımız konulardan dolayı kamu zararı oluşmasının söz konusu olamayacağı, %10'luk payın ödenmesinde ... Büyükşehir Belediyesi personellerinin kamu zararı oluşturduğu iddiası doğru bir yaklaşım olmadığı, bu süre boyunca tıbbi atıklar düzenli olarak bertaraf edildiği, hiçbir kamu zararı oluşturmadığı, ifade edilerek verilen tazmin kararının kaldırılması talep edilmektedir.
Başsavcılık Mütalaası
Sorumluluğuna hükmedilen ..., ..., ..., ... tarafından sunulan temyiz dilekçelerine istinaden sunulan Başavcılık Mütalaasında
“Yüklenici tarafından ... ve ... illerindeki sağlık kuruluşlarından tıbbi atıkların toplanarak ... ilindeki tıbbi atık bertaraf tesisinde bertaraf edildiği ve sağlık kuruluşlarından tıbbi atık bedelinin alındığı,
... ilindeki sağlık kuruluşlarından tahsil edilen tıbbi atık bedellerinden ... Büyükşehir Belediyesine pay verildiği ancak ... ve ... illerindeki sağlık kuruluşlarından tahsil edilen tıbbi atık bedellerine ilişkin %10' luk payın ... Büyükşehir Belediyesine verilmediği, görülmektedir.
Yüklenici ile yapılan sözleşmenin 5 inci maddesi ile tıbbi atık bertaraf tesisinin işletilmesinden elde edilen hasılattan %10 pay alınacağı düzenlenmiştir.
Sözleşmenin 5 inci maddesinde; "? şartname ekinde yer alan sözleşme tasarısı ve teknik şartnamede belirtilen esaslar dahilinde işletilmesi ve elde edilecek gelirden Belediyeye %10 pay verilmesidir" ,
Sözleşmenin eki İdari şartnamenin 13 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında ise; "Müşteri aylık olarak yaptığı tahsilatın tamamını sağlık kuruluşu bazından dökümlü olarak hazırlayacak, bu tahsilata %10 belediye payını uygulayacak ve takip eden ayın yedi takvim günü içerisinde (arazi kira bedeli ile birlikte) belediye hesabına yatıracaktır."
denilmektedir.
Bu düzenlemeler çerçevesinde sadece ... ilindeki sağlık kuruluşlarından elde edilen tıbbi atık bedellerinden pay alınması söz konusu olmayıp Sözleşme konusu tıbbi atık bertaraf tesisinin işletilmesi nedeniyle elde edilen gelirlerin tamamı üzerinden pay hesap edilerek Belediyeye yatırılması gerekmektedir.
... ve ... illerinden yüklenici şirket tarafından tahsil edilen tıbbi atık bedellerinden pay alınmaması ile ilgili sorumlulukların sözleşmenin 13 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan; "Müşteri aylık olarak yaptığı tahsilatın tamamını sağlık kuruluşu bazında dökümlü olarak hazırlayacak, bu tahsilata %10 belediye payını uygulayacak ve takip eden ayın yedi takvim günü içerisinde (arazi kira bedeli ile birlikte) belediye hesabına yatıracaktır." düzenlemesi doğrultusunda, görevlilerin gerekli kontrolleri yaparak bu payın yatırılmasını sağlamaları gerekmektedir.
Sorumluların, iş yoğunluğu, bilgi eksikliği, çalışanların konu hakkında ne yapacaklarını bilmemeleri gibi nedenlerden kaynaklandığı şeklinde yapmış oldukları savunmalara katılmak mümkün değildir. Konu, çevre ve Kontrol Daire Başkanlığının görev alanında olup, ifadelerinden zaman zaman tesisin kontrol edildiği de anlaşılmaktadır. Şartname ve Sözleşme hükümleri çerçevesinde belirlenen gelir payının eksik alınması nedeniyle oluşan gelir kaybının 5018 sayılı Kanunun 71’inci maddesi gereği kamu zararını oluşturduğu değerlendirilmekte olup, tespit edilen kamu zararının tazmini gerekir.
Bu itibarla, temyiz talebi reddedilerek Daire Kararının onanması, uygun olur.”
Denilmektedir.
Duruşmaya sorumlu ... ve ... adına katılan Av. ... ve Av. ... tarafından yapılan sözlü savunmada,
“Sterilizasyon tesislerinin yürüttüğü çevresel ve toplum sağlığı açısından hayati öneme sahip hizmetlerin ülke geneline yaygınlaştırılması amacıyla 05.11.2010 tarihli ve 2010/17 sayılı Tıbbi Atıkların Bertarafı konulu genelge yayınlanmıştır. Genelge ile, lisanslı tesislerin çevre illere de hizmet vermesi gerektiği, genelge ekinde yer alan “Tıbbi atık gönderecek iller” başlığı altındaki illerin tıbbi atıklarını “Tıbbi atık alacak iller” başlığı altındaki illerde yer alan tesislere göndermelerinin uygun olacağının düzenlendiği,
Söz konusu genelgede yapılan düzenleme ile çevre illerin belediyeleri ile yapılacak sözleşmelere ilişkin alınacak onayın ve yapılacak bilgilendirmenin tek muhatabı düzenlemeyi yapan idare olan dönemin Çevre ve Orman Bakanlığı olduğu,
Söz konusu yüklenimlere ilişkin tüm bildirimler ilgili idare olan Çevre ve Orman Bakanlığına da yapılmıştır. 14.05.2012 tarihinde ... Belediyesi, 01.03.2017 tarihinde de ... Belediyesi ile ilgili mevzuat doğrultusunda yapılan sözleşmelerle yine ilgili il belediyelerine %10’luk belediye payı ödenmesi kararlaştırıldığı,
İlgili işletmenin ... ve ... belediyeleri ile yaptığı sözleşmeler için ... Büyükşehir Belediyesinden izin almak ya da Büyükşehir Belediyesine herhangi bir bildirimde bulunmak yükümlülüğünün bulunmadığı,
... Büyükşehir Belediyesi ile ... Tıbbi Atık arasında akdedilen sözleşme ve idari şartname incelendiğinde; İş Tanımı başlıklı 5. Maddesi ve sözleşme Bedeli başlıklı 6. Maddesi hükümlerinden sözleşmenin akdediliş aşamasında da Büyükşehir Belediyesi’ne verilecek %10’luk payın yalnızca ... Belediyesi’nin yetki alanındaki sağlık kuruluşlarının tıbbi atıklarına ilişkin olduğunun anlaşıldığı bu sebeple genelge doğrultusunda çevre il belediyeleri ile sözleşme yapan tesislerin her belediyeye kendi sınırları içerisinde toplanan tıbbi atıkları üzerinden bedel ödenmesi anlaşılabilir bir hususken, bu atıklar için mükerrer olarak bir de tesisin bulunduğu il belediyesine %10’luk pay ödenmesi hem mantığa hem de hakkaniyete aykırı olduğu”
İfade edilmiştir.
Sayıştay savcısınca mütalaasında belirtilen hususlar yinelenmiştir.
Sorumluların ve Sayıştay Savcısının sözlü açıklamalarının dinlenmesi ve dosya ve eklerinde mevcut bulunan belgelerin okunup incelenmesinden sonra,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Temyize konu ilam hükmünde;
Taraflar arası sözleşme gereği Hakkâri ve ... illerindeki sağlık kuruluşlarından tahsil ettiği tıbbi atık bedellerinden %10 pay alınması gerekirken bu paylar alınmaması sonucu kamu zararına sebebiyet verildiği tespiti üzere,
Kamu zararı sorumluluk ve tutarı yönünden dönemsel olarak tasnif edildiği ve sebep olunan kamu zararından Çevre Koruma ve Kontrol Daire Başkanı ve Çevre Koruma ve Kontrol Şube Müdürünün sorumluluğuna hükmedildiği anlaşılmıştır.
Dilekçilerin İddia ve İtirazları
25.01.2017 tarih ve 29959 sayılı tıbbi atıkların kontrolü yönetmeliğinin 8. maddesi 4. fıkrasında "Tıbbi Atık İşletme tesislerinin bulunmadığı illerde Belediyeler kendilerine uygun tıbbi atık işleme tesisi belirlemek zorundadır." denmekte olduğu,
Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün onayıyla atık bertarafı yapılan ... haricindeki illere ait Çevre Kurulunun kararının olmayışı ve Yüklenici veya ilgili illerin Belediye Başkanlıklarınca, Belediye Başkanlığımıza bilgi verilmemesi nedeniyle, diğer illere ait % 10'luk pay ile ilgili herhangi bir çalışmanın yapılmadığı, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün ve Bakanlığın çevre illerden tıbbi atık getirilmesine dair onay, çevre kurulu raporu gibi bilgilerde mevcut olmadığı, Göreve geldiğinde Hakkâri ve ...'tan atık getirildiğine dair herhangi bir belge bulunmadığı ve bu durumdan haberdar olmadığı, bu konuda hiçbir bilgi ve belgenin verilmediği, bu işlem yıllardan beri devam ettiği halde yüklenici firma ve ilgili kurumlar bu konuda hiçbir belge sunmadığı,
Diğer illerden getirilen tıbbi atıklarla ilgili belgelerin ... Çevre ve şehircilik il müdürlüğüne verildiği, ... Temizlik Peyzaj İnş. Gıd. San. Ltd. Şti. tarafından ... ve ... illerinden toplanarak ... İlinde bertaraf edilen tıbbi atıkların bilgi belgesi yanında miktar bilgilerini de ... Büyük Şehir Belediyesine vermediği,
Yine Sayıştay Kanunu'nun 71. Maddesinde " kamu görevlilerinin kasıt, kusur ve ihmallerinden kaynaklanan mevzuata aykırı karar, işlem ve eylemleri sonucunda kamu kaynağında artışa veya eksilmeye neden olmasıdır" denildiği, buna göre kasıt, kusur ve ihmal söz konusu olmadığı, ayrıca mevzuata aykırı karar alınmadığı, mevzuata aykırı her hangi bir işlem tesis edilmediği,
Eleman çalıştırılmamasına ilişkin sözleşmede belirtilen cezai müeyyidelere ait evraklar olmadığından SGK İL Müdürlüğü veya Kontroller tarafından tutulmuş herhangi bir tutanak olmadığından bu konu ile ilgili bir işlemin uygulanma şansının olmadığı,
Tüm bunlara ilaveten duruşma esnasında sözlü ve yazılı olarak;
Sterilizasyon tesislerinin yürüttüğü çevresel ve toplum sağlığı açısından hayati öneme sahip hizmetlerin ülke geneline yaygınlaştırılması amacıyla 05.11.2010 tarihli ve 2010/17 sayılı Tıbbi Atıkların Bertarafı konulu genelge yayınlanmıştır. Genelge ile, lisanslı tesislerin çevre illere de hizmet vermesi gerektiği, genelge ekinde yer alan “Tıbbi atık gönderecek iller” başlığı altındaki illerin tıbbi atıklarını “Tıbbi atık alacak iller” başlığı altındaki illerde yer alan tesislere göndermelerinin uygun olacağının düzenlendiği,
Söz konusu genelgede yapılan düzenleme ile çevre illerin belediyeleri ile yapılacak sözleşmelere ilişkin alınacak onayın ve yapılacak bilgilendirmenin tek muhatabı düzenlemeyi yapan idare olan dönemin Çevre ve Orman Bakanlığı olduğu,
Söz konusu yüklenimlere ilişkin tüm bildirimler ilgili idare olan Çevre ve Orman Bakanlığına da yapılmıştır. 14.05.2012 tarihinde ... Belediyesi, 01.03.2017 tarihinde de ... Belediyesi ile ilgili mevzuat doğrultusunda yapılan sözleşmelerle yine ilgili il belediyelerine %10’luk belediye payı ödenmesi kararlaştırıldığı,
İlgili işletmenin ... ve ... belediyeleri ile yaptığı sözleşmeler için ... Büyükşehir Belediyesinden izin almak ya da Büyükşehir Belediyesine herhangi bir bildirimde bulunmak yükümlülüğünün bulunmadığı,
... Büyükşehir Belediyesi ile ... Tıbbi Atık arasında akdedilen sözleşme ve idari şartname incelendiğinde; İş Tanımı başlıklı 5. Maddesi ve sözleşme Bedeli başlıklı 6. Maddesi hükümlerinden sözleşmenin akdediliş aşamasında da Büyükşehir Belediyesi’ne verilecek %10’luk payın yalnızca ... Belediyesi’nin yetki alanındaki sağlık kuruluşlarının tıbbi atıklarına ilişkin olduğunun anlaşıldığı bu sebeple genelge doğrultusunda çevre il belediyeleri ile sözleşme yapan tesislerin her belediyeye kendi sınırları içerisinde toplanan tıbbi atıkları üzerinden bedel ödenmesi anlaşılabilir bir hususken, bu atıklar için mükerrer olarak bir de tesisin bulunduğu il belediyesine %10’luk pay ödenmesi hem mantığa hem de hakkaniyete aykırı olduğu ifade edilerek verilen tazmin kararının kaldırılması talep edilmektedir.
İlgili Hukuk
Yüklenici firma ile Büyükşehir Belediyesi arasında imzalanan sözleşmenin “Tanımlar” başlıklı 4 üncü maddesi;
“Bu Sözleşmenin uygulanmasında, 2886 sayılı Devlet İhale Kanununun 4 üncü maddesindeki tanımlarla birlikte 22.07.2005 tarihli ve 25883 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliğinde yer alan tanımlar geçerlidir.”
“İş Tanımı” başlıklı 5 inci maddesi;
“Sözleşme konusu iş; İdari şartnamede nitelikleri belirtilen ... Belediyesi mülkiyetindeki 2000 m2 lik taşınmazın üzerine Yüklenici tarafından Tıbbi Atık Bertaraf Tesisi kurulmak üzere, belirlenen muhammen bedele göre ihale sonrası oluşacak aylık kira bedeli üzerinden 10 yıllığına kiralanması (kira artışı, Maliye Bakanlığının yıllık kira artış değerine göre her yılın ilk ayından itibaren uygulanacaktır); şartname ekinde yer alan sözleşme tasarısı ve teknik şartnamede belirtilen esaslar dahilinde işletilmesi ve elde edilecek gelirden Belediyeye %10 pay verilmesidir.”
“Sözleşmenin ekleri” başlıklı 9 uncu maddesi;
“9.1. İhale dokümanı, bu sözleşmenin eki ve ayrılmaz parçası olup, idareyi ve Yükleniciyi bağlar. Ancak, sözleşme hükümleri ile ihale dokümanını oluşturan belgelerdeki hükümler arasında çelişki yada farklılık olması halinde ihale dokümanında yer alan hükümler esas alınır.
9.2. İhale dokümanını oluşturan belgeler arasındaki öncelik sıralaması aşağıdaki gibidir:
f) İdari Şartname
g) Teknik Şartname
h) Sözleşme Tasarısı
i) Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği
Tıbbi Atıkları Toplanan Sağlık Kuruluşları Listesi”
Sözleşmenin 13 üncü maddesinin üçüncü fıkrası;
“Müşteri aylık olarak yaptığı tahsilatın tamamını sağlık kuruluşu bazından dökümlü olarak hazırlayacak, bu tahsilata %10 belediye payını uygulayacak ve takip eden ayın yedi takvim günü içerisinde (arazi kira bedeli ile birlikte) belediye hesabına yatıracaktır.”
şeklindedir.
İZAHAT
Dosya ve eki belgelerin incelenmesi neticesinde;
Tıbbi Atık Sterilizasyon Tesisi kurulmak üzere ilgili firma ile Büyükşehir Belediyesi arasında imzalanan sözleşme kapsamında sadece ... ilinden toplanan tıbbi atıklardan pay alınmasının belirtildiği,
Sözleşmenin eklerinden olan Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği doğrultusunda Çevre ve Orman Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü tarafından yayımlanan 05/11/2010 tarihli ve 2010/17 numaralı Tıbbi Atıkların Bertarafı Genelgesi ve ekleri ile tıbbi atık bertaraf tesisi bulunmayan; Bitlis, ..., Siirt ve ... illerindeki sağlık kuruluşları tarafından üretilen tıbbi atıkların ... Belediyesi tıbbi atık bertaraf tesisinde bertaraf edilmesine karar verildiğini, bu genelge doğrultusunda tıbbi atık bertaraf tesisi işletilmesiyle ilgili yetki alanının genişlediğini, ayrıca Genelgede; “ek-I de yer alan Belediyeler sterilizasyon tesisleriyle yaptıkları protokollerin bir örneğini İl Çevre ve Orman Müdürlükleri kanalıyla Aralık 2010 a kadar Bakanlığa ulaştırmakla yükümlüdür.” düzenlemesine yer verilerek ... ilindeki tıbbi atık bertaraf tesisi işleticisi ile diğer belediyeler arasında protokol yapılmasını ve bu protokolün İl Çevre ve Orman Müdürlükleri aracılığıyla Bakanlığa ulaştırılmasının şart koşulduğu,
Mezkur genelge gereğince ... ve ... ili ile ilgili firma arasında sözleşme imzalanarak o illere ilişkinde tıbbi atık bertaraf işlerinin yürütülmesi sürecine gidilmiştir.
İlgili ilam hükmünde, sözleşmenin 13 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında; “Müşteri aylık olarak yaptığı tahsilatın tamamını…” düzenlemesinin yer aldığını, zeyilname ile yapılan değişiklikle; “Müşteri; ... ili mülki sınırları içerisinde yer alıp …” düzenlemesine yer verildiğini, bu durumda sözleşme kapsamında tıbbi atık bertaraf tesisinde bertaraf edilen tıbbi atık bedellerinin tamamından belediyeye pay verilmesi söz konusuyken zeyilname ile yapılan değişiklikle sadece ... ili mülki sınırları içerisinde yer alan sağlık kuruluşlarından tahsil edilen tıbbi atık bedellerinden belediyeye pay verilmesi öngörüldüğü, bu durumda zeyilname öncesinde tıbbi atık bertaraf tesisinde bertaraf edilen atık bedellerinin tamamından belediyeye pay verilmesi gerektiği sonucuna varıldığı anlaşılmaktadır.
Dosya ve eki belgeler nezdinde yapılan inceleme neticesinde;
Sterilizasyon tesisinin taraflar arasında akdedilen sözleşmelerle ilgili merkezi yönetime tabi Çevre ve Orman Bakanlığı dışında idarenin hiçbir kurumuna bildirim yahut izin alma yükümlülüğünün bulunmadığı, yani işletmenin ... ve ... belediyeleri ile yaptığı sözleşmeler için ... Büyükşehir Belediyesinden izin almak ya da Büyükşehir Belediyesine herhangi bir bildirimde bulunmak bir yükümlülüğü bulunmamaktadır.
Yüklenici firma ile Belediye arasında imzalanan Sözleşme’nin eki niteliğindeki İdari Şartname’nin Yüklenicinin Yükümlülüklerini düzenleyen 21. Maddesinin (h) bendinde de; “Yüklenici kuracağı tesiste ... Belediyesinin yetki alanındaki sağlık kuruluşlarının ürettiği tıbbi atıkların bertaraf işlemini aksatmamak şartıyla civar belediyelere de hizmet verebilir.” denmekte olup yüklenici firmaya ek bir bildirim yükümlülüğü ya da idarenin onayının gerekliliğinden bahsedilmemektedir.
Sözleşme ve idari şartname incelendiğinde;
İş Tanımı başlıklı 5. Maddesi:
‘’Sözleşme konusu iş; İdari Şartnamede nitelikleri belirtilen ... Belediyesi mülkiyetindeki 2000 m2lik taşınmazın üzerine Yüklenici tarafından Tıbbi Atık Bertaraf Tesisi kurulmak üzere, belirlenen muhammen bedele ihale sonrası oluşacak aylık kira bedeli üzerinden 10 yıllığına kiralanması (Kira artışı, Maliye Bakanlığı’nın yıllık kira artış değerine göre her yılın ilk ayından itibaren uygulanacaktır.); Şartname ekinde yer alan Sözleşme Tasarısı ve Teknik Şartnamede belirtilen esaslar dahilinde işletilmesi ve elde edilecek gelirden Belediye’ye %10 pay verilmesidir.’’
Sözleşme Bedeli başlıklı 6. Maddesi:
‘’Bu Sözleşme birim fiyat sözleşme olup, ... Belediyesi’nin yetki alanındaki sağlık kuruluşlarının (İdari Şartname EK-1 liste) faaliyetleri sonucu çıkan tıbbi atıkların bertarafının sağlanması için tıbbi atık bertaraf tesisi kurulmak üzere ... Belediyesi’ne ait mülkiyetin 10 yıllığına Yüklenici’ye kiralanması amacıyla teklif edilen aylık kira bedeli ... YTL üzerinden akdedilmiştir.’’
hükümlerinden sözleşmenin akdediliş aşamasında da Büyükşehir Belediyesi’ne verilecek %10’luk payın yalnızca ... Belediyesi’nin yetki alanındaki sağlık kuruluşlarının tıbbi atıklarına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Hem sözleşmede hem de idari şartnamede bu sınırlamanın yapılmamış olması sözleşme kapsamını genişletir nitelikte yorumlanamayacaktır.
Genelge doğrultusunda çevre il belediyeleri ile sözleşme yapan tesislerin her belediyeye kendi sınırları içerisinde toplanan tıbbi atıkları üzerinden bedel ödenmesi anlaşılabilir bir hususken, bu atıklar için mükerrer olarak bir de tesisin bulunduğu il belediyesine %10’luk pay ödenmesi çıkarımı yerinde olmayacaktır.
04.07.2017 tarihli zeyilname ile sözleşmenin 11. maddesine
“11.4. Yüklenici uygulama anında yürürlükte bulunan Tıbbi Atık Kontrolü Yönetnıeliği çerçevesinde ... ili mülki sınırları içerisinde yer alıp ... Büyükşehir Belediyesinin güncel yetki ve sorumluluğundaki bütün Tıbbi atık üreten sağlık kuruluşları tarafından üretilen tıbbi atıkları toplayıp bu sözleşme ve eklerine göre bertaraf edecektir.
11.5 Yüklenicinin Çevre ve Şehircilik Bakanlığının talimatları veya bölgesel ihtiyaçlar gereğince çevre il ve ilçelerdeki Tıbbi atık üreten sağlık kuruluşları tarafından üretilen tıbbi atıkları da toplayıp bertaraf etmesi halinde bu kapsamdaki bertaraf işlemleriyle ilgili hususların tamamı yükleniciye ait olacaktır.”
düzenlemelerinin eklenmesi ile 6. Madde kapsamında çizilmiş yetki alanının çerçevesi bir kez daha belirlenmektedir.
Netice itibariyle, temyize konu ilam hükmü ile sözleşme maddelerinin birbirinden ve sözleşmenin yapılış amacından bağımsız bir şekilde ve yetki alanını genişletir nitelikte yorumlanması ... Büyükşehir Belediyesinin hak sahibi olmadığı diğer belediyelerin yetki alanlarındaki tıbbi atıklarının bertarafı işleminden yüzde pay alması gerekliliği doğrultusunda değerlendirme yapılması, sözleşme ve idari şartname hükümleri değerlendirildiğinde, yerinde değildir.
Bu itibarla; 140 sayılı İlamın 4/B maddesi ile verilen tazmin hükmünün 6085 sayılı Sayıştay Kanununun 55 inci maddesinin 7’nci fıkrası uyarınca BOZULMASINA ve (tazmin hükmünün kaldırılması gerektiğine yönelik) yukarıda belirtilen hususların tekrar değerlendirilmesini teminen yeni hüküm tesisi için dosyanın hükmü veren DAİREYE GÖNDERİLMESİNE (Üye …’ın usul hukukuna çerçevesindeki farklı gerekçeleri ile Üye …, …, … ve …’ın Daire ilamının bozulması gerekir şeklindeki ayrışık görüşüne karşı) oyçokluğu ile,
Karar verildiği 24.03.2021 tarih ve 49274 sayılı tutanakta yazılı olmakla işbu ilam tanzim kılındı.
Farklı Gerekçe;
Üye …’ın farklı gerekçesi;
Hesap yargılama usulü bağlamında temyiz mercii olan Temyiz Kurulu çalışma usulüne ilişkin olarak;
Sayıştay Yargılamasında ilk derece mahkemesi olarak dairelerce verilen kararlara karşı sorumlular olağan kanun yolu olarak temyiz ve karar düzeltme, olağanüstü kanun yolu olarak ise yargılamanın iadesi yoluna müracaat edebilirler. 6085 Sayılı Kanun’un ‘Temyiz’ başlıklı 55. maddesindeki düzenlemeye göre Temyiz Kurulu; temyiz olunan hükmü olduğu gibi veya düzelterek tasdik etmeye, bozma kararı vererek daireye göndermeye ya da Kurul üye tam sayısının üçte iki çoğunluğu ile daire kararını tümüyle ortadan kaldırmaya karar verebilir. Kaldırma kararı (doğası gereği Sayıştay dairelerince kamu zararının sorumlularına ödettirilmesi ile yönündeki kararlar hakkında verilebilecek bir karar olup) kamu zararının oluşmadığı dolayısıyla da dairece haklarında hüküm tesis edilen sorumlular hakkında hüküm tesis edilmesi gerekmediği sonucuna ulaşan ve sorumluların beraatı anlamına gelen bir hükümdür.
Bu düzenlemede yer verilen “kurul üye sayısının üçte iki çoğunluğu ile kaldırılması” şeklindeki kısmın klasik anlamdaki temyiz uygulamalarının dışına taşan bir düzenleme olduğu ortadadır. Hukuk sisteminde ilk derece mahkemesinin vermiş olduğu kararın kaldırılması ve bunun yerine yeni bir karar verilmesi uygulaması istinaf mahkemeleri aşamasında görülebilen bir uygulamadır. İstinaf mahkemelerince verilen kararlar (İlk derece mahkemesinin kararını kaldıran kararlar dâhil) hakkında da belli şartlar altında temyiz yoluna gidilebilmektedir. Oysa Sayıştay Temyiz Kurulunca verilen kaldırma kararına karşı karar düzeltme dışında müracaat edilebilecek bir kanun yolu ve mercii bulunmamaktadır. Türk Hukuk Sisteminde Temyiz İncelemesi sürecinde verilebilecek kararlardan farklı ve temyizi kabil olmayan bir yöntem olarak belirlenmiş olması nedeniyle de 6085 Sayılı Kanunda normal karar çoğunluğundan farklı olarak kaldırma kararı için Kurulun üçte ikisinin çoğunluğu aranmıştır.
İlk derecede kamu zararını tazminle yükümlü tutulmuş olan sorumluların haklarında verilmiş olan bu kararın, sorumlular lehine sonuçlanması için en kısa ve kesin olan yol dairece verilmiş olan tazmin kararının kaldırılması olup sorumluların temyiz başvuruları da çoğunlukla “kararın kaldırılması veya bozulması” şeklinde bir taleple sonlandırılmaktadır. Bu sebeple temyiz başvurusunda taraflarca kaldırma talep edilmişse öncelikle bu talebin görüşülmesi ve sonuçlandırılması gereklidir.
Ancak kaldırma kararının alınabilmesi için bozma veya tasdik kararlarından farklı bir çoğunluk (Kurulun üçte ikisinin oyu) aranmakta olduğundan bunun altında kalan oylama sonuçlarında kaldırma seçeneği ortadan kalkmaktadır. Bu durumda, diğer temyiz mercilerinde olduğu gibi ilk derece mahkemesince verilmiş olan kararın olduğu gibi veya düzelterek tasdiki veya bozulması seçenekleri arasında sonuca ulaşmak üzere müzakere ve oylamaya devam edilmesi gerekmektedir.
Kaldırma talebine yönelik müzakereler sonrasında yapılan oylamada Kurulun üçte iki çoğunluğu ile kaldırma kararı çıkmadığı halde kaldırma yönünde kullanılan oyların karar çoğunluğuna (4 azınlık oyuna karşı 12 çoğunluk oyu ile) ulaştığı gerekçe gösterilerek müzakerelere devam edilmemiş ve kaldırma gerekçelerine dayalı olarak bozma kararı verildiği sonucuna ulaşılmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle kaldırma kararının oylandığı ancak bu kararın gerektirdiği üçte iki çoğunluğa ulaşılmadığı halde kurulun çoğunluğunun kaldırma yönünde oy kullandığı gerekçesiyle kaldırma gerekçeli bozma kararı verildiği sonucuna ulaşılması mümkün olmayıp müzakerelere devam edilerek yapılacak oylama sonucuna göre tasdik veya bozma kararlarından hangisinin verildiğinin belirlenmesi gerekir.
Karşı oy gerekçeleri
Üye …, …, …, …’ın karşı oy gerekçesi;
Temyize konu ilam hükmünde;
Taraflar arası sözleşme gereği Hakkâri ve ... illerindeki sağlık kuruluşlarından tahsil ettiği tıbbi atık bedellerinden %10 pay alınması gerekirken bu paylar alınmaması sonucu kamu zararına sebebiyet verildiği tespiti üzere,
Kamu zararı sorumluluk ve tutarı yönünden dönemsel olarak tasnif edildiği ve sebep olunan kamu zararından Çevre Koruma ve Kontrol Daire Başkanı ve Çevre Koruma ve Kontrol Şube Müdürünün sorumluluğuna hükmedildiği anlaşılmıştır.
Ancak duruşma safhasında gerek sözlü gerekse yazılı olarak ilgili firma ile ... ve ... illerindeki sağlık kuruluşlarının tıbbi atıklarının bertarafına ilişkin il belediyeleri ile sözleşme imzalandığı ve bu sözleşmeye istinaden ilgili belediyelere bu işlemden elde edilen gelirlerin %10’unun ödendiğine ilişkin bilgi ve belge sunulmuş ve ayrıca ... Büyükşehir Belediyesi ve firma ile imzalanan sözleşme ve ihale eki şartnamede yer alan hükümlerden civar illere kurulan tesislerin gelirlerinden ... Büyükşehir Belediyesinin %10 pay alması gerektiği çıkarımının yapılamayacağı ifade edilmektedir.
İlama konu hukuki uyuşmazlık konusu hususun, duruşma esnasında sunulan bilgi ve belgeler nezdinde incelenerek yeniden hüküm tesis edilmesini teminen ilama hükmünün bozularak dairesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir.