YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

12 yaşından küçük çocuğun ailesi / psikolog huzurunda yaptığı tutarlı açıklamaları, taraflar arasında husumet bulunmadığı ve bilirkişi raporu göz önüne alındığında, cinsel istismar suçunun işlendiğinin açık olduğu hk.

Karar Özeti

Mağdurun maruz kaldığı olayı tüm aşamalarda tutarlı bir şekilde ifade etmiş olması, psikolog bilirkişinin mağdurun beyanlarına itibar edilmesinde bir sakınca bulunmadığına ilişkin beyanı, mağdurun annesi olan katılan ...'nın, mağdurun ağlayarak eve geldiği ve geldiğinde pantolonunun ıslak olduğu ve amcasının kendisini istismar ettiğine ilişkin aşamalarda değişmeyen tutarlı beyanları, mağdurun dedesi ve aynı zamanda sanığın babası olan tanık ...'in, torunu olan mağdurun hem 1.gün hem 3.gün sorduğunda kendisini amcası olan sanığın istismar ettiğini anlattığına ilişkin beyanları göz önünde bulundurularak sanığın kendisini suçtan kurtarmaya yönelik beyanlarına itibar edilmemiştir.

 

Her ne kadar mağdurun annesi olan katılan ..., olay tarihinden 3 gün sonra adli mercilere başvurmuş ise de; olayı öğrenir öğrenmez hem kendi ailesine hemde eşinden dolayı sanığın aile büyüklerine olayı derhal anlattığı ve bu hususunun bizzat mahkememizde tanık olarak beyanlarına başvurulan tanık ...'in beyanları ile de sabit olduğu ayrıca bölge şartları ve sanık ile mağdurun akrabalık bağı birlikte değerlendirildiğinde bu hususunun hayatın olağan akışına uygun olduğu anlaşılmıştır.

 

Mağdurun olayın hemen akabinde gerçekleşen eylemi annesine ve aile büyüklerine anlattığı, mağdur ve sanık arasında bir husumetin bulunmadığı, mağdurun kendi şeref ve onurunu ilgilendiren bir konuda iftira atmak için sebebinin bulunmadığı, mağdurun beyanlarının hayatın olağan akışına uygun, tutarlı ve çelişkisiz olduğu, mağdur beyanının somut olduğu ve dosyada mevcut adli raporlar ile desteklendiği ve mağdurun olayı hemen üçüncü kişilere anlattığı anlaşıldığından sanığın kendisini suçtan kurtarmaya yönelik beyanlarına itibar edilmemiştir.

Karar

 

9. Ceza Dairesi         2023/3339 E.  ,  2023/3589 K.

 

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi

 

SUÇ : Çocuğun cinsel istismarı

 

HÜKÜM : Mahkûmiyet

 

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

 

I. HUKUKÎ SÜREÇ

 

1. Siverek 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 03.11.2020 tarihli ve 2020/108 Esas, 2020/171 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin ikinci fıkrasının birinci ve ikinci cümleleri ile üçüncü fıkrasının (c) bendi uyarınca 22 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

 

2. Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesinin, 10.02.2021 tarihli ve 2021/188 Esas, 2021/414 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafii, katılan vekili ile katılan Bakanlık vekilinin istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ile 303 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.

 

3. Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesi kararının, sanık müdafii, katılan vekili ile katılan Bakanlık vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizin 23.05.2022 tarihli ve 2021/26858 Esas, 2022/4759 Karar sayılı kararı ile eylemin nitelikli gerçekleştiği hususunda her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığından çocuğun cinsel istismarı kapsamında kalması nedeniyle bozulmasına ve dava dosyasının 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

 

4. Siverek 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 18.10.2022 tarihli ve 2022/201 Esas, 2022/224 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında çocuğun cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının birinci ve üçüncü cümleleri ile üçüncü fıkrasının (c) bendi uyarınca 12 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

 

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

 

A. Sanık Müdafiinin Temyiz İstemi

 

Eksik inceleme sonucunda karar verildiğine, sanık ile müşteki Zeliha arasında husumet bulunduğuna, mağdurun beyanının çelişkili olduğuna, sanığın cezalandırılması için her türlü şüpheden uzak bir delil bulunmayıp beraat kararı verilmesi gerektiğine, eylemin sarkıntılık boyutunda kaldığına ilişkindir.

 

B. Katılan Vekilinin Temyiz İstemi

 

Alt sınırdan ceza uygulanması hukuka aykırı olduğuna ilişkindir.

 

C. Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz İstemi

 

Çocuğun nitelikli cinsel istismarından hüküm kurulması gerektiğine, alt sınırdan ceza ve takdiri indirim uygulamasının hukuka aykırı olduğuna, Bakanlık lehine vekalet ücreti verilmediğine ilişkindir.

 

D. Katılan Mağdur Vekilinin Temyiz İstemi

 

Eylemin nitelikli şekilde gerçekleştiğine ilişkindir.

 

III. OLAY VE OLGULAR

 

Mahkemece "Dosyada mevcut tüm yazılı belgeler, tanıklar ile sanık savunmasının birlikte değerlendirilmesinden edinilen vicdani kanaate göre; katılan ... *** ve mağdur ... ***'ın, mağdur ... ***'ın annesi ve babası olduğu, sanık ... ***'ın ise mağdur ... ***'ın öz amcası olduğu, 19/07/2020 tarihinde mağdur ...'ın kahvaltı yaptıktan sonra amcası olan sanığın ikametine gittiği, sanığın, ikametinde mağdurun pantolonunu indirerek mağdurun anal bölgesine penisini sürtmek suretiyle cinsel istismarda bulunduğu, mağdurun olaydan sonra eve ağlayarak geldiği ve annesi olan katılana yaşadığı olayı anlattığı ve bu esnada pantolonunun ıslak olduğu, katılanın olaydan 3 gün sonra şikayet başvurusunda bulunmasının akabinde mağdurun iç beden muayenesi yapıldığı, dosyada mevcut Şanlıurfa Eğitim ve Araştırma Hastanesinin iç beden muayene raporuna göre mağdurun yapılan anal muayenesinde saat kadranına göre 7 hizasında kızarıklığın mevcut olduğu anlaşılmış ve mahkememizce hüküm yerinde esas alınmıştır.

 

Mağdurun maruz kaldığı olayı tüm aşamalarda tutarlı bir şekilde ifade etmiş olması, psikolog bilirkişinin mağdurun beyanlarına itibar edilmesinde bir sakınca bulunmadığına ilişkin beyanı, mağdurun annesi olan katılan ...'nın, mağdurun ağlayarak eve geldiği ve geldiğinde pantolonunun ıslak olduğu ve amcasının kendisini istismar ettiğine ilişkin aşamalarda değişmeyen tutarlı beyanları, mağdurun dedesi ve aynı zamanda sanığın babası olan tanık ...'in, torunu olan mağdurun hem 1.gün hem 3.gün sorduğunda kendisini amcası olan sanığın istismar ettiğini anlattığına ilişkin beyanları göz önünde bulundurularak sanığın kendisini suçtan kurtarmaya yönelik beyanlarına itibar edilmemiştir.

 

Her ne kadar mağdurun annesi olan katılan ..., olay tarihinden 3 gün sonra adli mercilere başvurmuş ise de; olayı öğrenir öğrenmez hem kendi ailesine hemde eşinden dolayı sanığın aile büyüklerine olayı derhal anlattığı ve bu hususunun bizzat mahkememizde tanık olarak beyanlarına başvurulan tanık ...'in beyanları ile de sabit olduğu ayrıca bölge şartları ve sanık ile mağdurun akrabalık bağı birlikte değerlendirildiğinde bu hususunun hayatın olağan akışına uygun olduğu anlaşılmıştır.

 

Mağdurun olayın hemen akabinde gerçekleşen eylemi annesine ve aile büyüklerine anlattığı, mağdur ve sanık arasında bir husumetin bulunmadığı, mağdurun kendi şeref ve onurunu ilgilendiren bir konuda iftira atmak için sebebinin bulunmadığı, mağdurun beyanlarının hayatın olağan akışına uygun, tutarlı ve çelişkisiz olduğu, mağdur beyanının somut olduğu ve dosyada mevcut adli raporlar ile desteklendiği ve mağdurun olayı hemen üçüncü kişilere anlattığı anlaşıldığından sanığın kendisini suçtan kurtarmaya yönelik beyanlarına itibar edilmemiştir.

 

Sanığın, çocuğun cinsel istismarı suçunu işlediği sabit görüldüğünden cezalandırılmasına karar verilmiş, mağdurun suç tarihinde henüz 12 yaşını tamamlamamış olduğu anlaşıldığından TCK’nın 103/1-3. cümlesi gereğince sanığın cezasının 10 yıldan az olamayacağı dikkate takdiren asgari hadden olmak üzere sanığın 10 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş, sanığın eyleminin öz yeğeni olan mağdura yönelik olduğu anlaşıldığından sanık hakkındaki ceza 1/2 oranında artırılmış, sanığın sabıkasız oluşu ve dosyaya yansıyan olumsuz davranışının olmaması lehine takdiri indirim sebebi kabul edilerek cezasından takdiren 1/6 oranında indirim yapılmış, sanığa verilen cezanın miktarı bakımından kanuni imkansızlık olması ve cezanın sanığın geleceği üzerindeki etkileri nazara alınarak sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, ertelenmesine ve seçenek yaptırımlara çevrilmesine yer olmadığına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." şeklindeki gerekçeyle karar verilmiştir.

 

IV. GEREKÇE

 

1. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın "Ailenin Korunması ve Çocuk Hakları" başlıklı 41 inci maddesinde ailenin huzur ve refahı ile özellikle anne ve çocukların korunmasına yönelik olarak her türlü istismar ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri alma görevinin Devlete ait olduğu açıkça belirtilmiştir. Aile ve çocukların korunması hakkı Anayasa ile güvence altına alınmış bir haktır. 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun'un amaç ve temel ilkelerinin belirlenmesine ilişkin birinci maddesinden anlaşılacağı üzere bu kanun Anayasa ve uluslararası sözleşmelere uygun olarak çıkarılmış bir kanundur. Kanun'un 20 nci maddesinin ikinci fıkrası gereğince Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın kadın, çocuk ve aile bireylerine yönelik olarak uygulanan şiddet veya şiddet tehlikesi nedeniyle açılan davalara katılabileceği belirtilmiştir. Tüm bu kanuni düzenlemeler dikkate alındığında Bakanlığın davaya katılması doğrudan Anayasa ve kanundan kaynaklanan koruma görevine ilişkin olup, Bakanlığa yüklenen bir kamu görevidir. Bu kapsamda değerlendirme yapıldığında 5271 sayılı Kanun'un 237 ve devamı maddelerindeki katılma hakkına ilişkin suçtan zarar görme şartı katılan Bakanlık için söz konusu olmadığı ve vekili lehine koşulları sağlanmadığından vekalet ücretine hükmedilmemesi, hukuka aykırı bulunmamıştır.

 

2. 5237 sayılı Kanun'un 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının üçüncü cümlesi gereğince temel cezanın belirlenmesi gerekirken, yazılı şekilde 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi ile temel cezanın tespitinden sonra aynı maddenin üçüncü cümlesinin tatbiki suretiyle kademeli uygulama yapılması sonuç ceza miktarı değişmediğinden bozma nedeni yapılmamıştır.

 

3. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, kararda hukuka aykırılık bulunmamıştır.

 

V. KARAR

 

Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Siverek 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 18.10.2022 tarihli ve 2022/201 Esas, 2022/224 Karar sayılı kararında sanık müdafii, katılan vekili, katılan mağdur vekili ile katılan Bakanlık vekilince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

 

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca Siverek 1. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

 

29.05.2023 tarihinde karar verildi.


Bu sayfa 193 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor